Çocuklar büyümesin..!

Bir 23 Nisan daha geldi... “Neşe doluyor insan..” dizeleriyle başlayan şiirler söyleyecek çocuklar... Sahnelerde muhteşem gösteriler yapacaklar, hatta devlet büyüklerinin koltuklarına oturup “yetişkin!” gibi konuşup davranacaklar... Biz büyükler, anne-babalar onları izleyip müthiş bir gurur ve mutlulukla alkışlayacağız! Birçok anne-baba onların sahne performanslarında bir yetişkin edasıyla yaptıklarında kendilerini gerçekleştirecek... Sosyal medyada bu gösteri anlarını neredeyse “canlı yayım” la paylaşacağız... Gerçek, hatta ironik olan şu aslında: Biz, çocukları, çocuk bayramında “yetişkin’” haline getireceğiz yine!

Yıllardır bu senaryo, sahneler farklılaşsa da değişmiyor hiç... Sadece bayramlarda da değil bu durum... Yaşamın her alanında; evde,okulda, sokakta, tüm sosyal alanlarda... “Sus, konuşma, yavaş, ayıp, dur..!” gibi birçok komut ve yönergeler, galiba çocukların en çok duydukları sözcükler olsa gerek.. Neden yapıyoruz bunları? Bir yetişkin gibi davransınlar, hatta “başkaları ne der?” Biz nasıl davranıyorsak, biz nasıl konuşuyorsak onlar da aynısını yapsınlar... Yapanlar da “harika, uslu, terbiyeli!” çocuklar oluyor...

Yani onlar bir an önce büyüsün, 5-6 yaşında hayata atılıversin istiyoruz! Bayramlarında bile yetişkin olan, sosyal alanlarda yetişkin gibi davranmaya zorlanan, birçok eğitim kurumunda “disiplin, kurallar” adı altında sağı-solu budanan çocuklarımıza yazık ediyoruz inanın...

Elbette çocuğun eğitiminde, öğrenme süreçlerinde yapılması gereken uygulamalar, öğrenilmesi gereken gereken sınırlar var... Ancak, bu süreçlerde onları bir yetişkin gibi davranmaya zorlamak ve bu beklentiler içinde olmak, çocuğun kendine özel kimliği ve kişiliğini önemli ölçüde zedeliyor. Yaratıcılığını, özgür düşünmesini, gerektiğinde itiraz edip haklarını aramasını engelliyor. Eğitirken eğip bükmek buna deniyor galiba... “Çok uslu, uysal, uyumlu toplum!” böyle oluşuyor giderek...

Son zamanlarda umudum biraz arttı ama... Anne-baba olan “y” kuşağı, “çocuk olan “z” kuşağı bu sınırları zorlamaya başladı...”Neden?” sorusunun yanıtını vermeden yönergelere uymak istemiyorlar artık... Uymamalıdırlar da...

Bırakın onları çocukluklarını yaşasınlar... Çocukluklarını yaşamak için “çocuk parkları!”na gitmek zorunda kalmasınlar... Hayatın her alanı çocuk parkları olsun... Çocuk gibi giyinip, çocuk gibi konuşsunlar...

23 Nisan gösterileri de “yetişkinler için” değil çocuklar için yapılsın... Eminim, Atatürk de 23 Nisan'ı çocuklara armağan ederken, onları geleceğe iyi hazırlayın ki yarınlarımızı daha özgür bireyler yönetsin” düşüncesini taşıyordu.

Özetle, çocuklar büyümesin, en azından biz büyütmeyelim...

Onlar, kendileri büyür merak etmeyin...